Thursday, September 10, 2020

Como'da iki köy: Lenno-Tremezzo

Bu yaz pandemiden dolayi ilk kez arabayla Türkiye'ye gitmeyi düsünüp son dakka ucakla gitmeye karar vermistik. Cok da isabetli olmustu, sinirlarda kontroller kisitlamalar kuyruklar oldugunu sonradan isitecektik.

Agustos'da eve dönüp, Efe'yi "lager"e yollayinca biz de arabayla italya'ya kacalim dedik. Nispeten yakin olmasini ve italya'da vakalarin dusmesini de hesaba katarak mini bir Como turu yaptik. 

Hotel San Giorgio

Efenim, Lenno'da göl kenarinda, bol agacli genis bir bahcesi olan otelimize yerlestik. Gercekten civarda yürüyüs yapinca otelimizin konumu süpermis. Odamizda tepeden sahane göl, daglar ve civar köyler manzarasi vardi. Tam karsimizda Bellagio'nun uzayan burnunu görüyorduk. Genis bahcesinde, agaclar altinda oturup, yatip, hemen önünden göle girebildik. Hos göle girme fikri bu sefer iyice bi ürkünc geldi bana ama aslinda güzel, temiz, mavi bir göldü. Otelden köyün icine yürüyünce harika bir dondurmaci, genclerin takildigi cafe ve 2-3 tane güzel restoran var. Biz ilk aksam biraz civar yerlerde not aldigim restoranlara bakip yer bulamayinca, köyümüzdeki göl kenari restoranda yedik. Hem servis hem lezzetler cok iyiydi. 

Ertesi gün kahvaltiyi es gecip, öglene dogru genclerin takildigi cafede panini ve salata yedik. Ustüne de dondurma :). Insan sirf gölü seyrederek vakit gecirebilir. Bulutlar, suyun rengi, tekneler, vapurlar, insanlar, ördekler, kuslar baya hareketli ve degisen manzaralar...Ha bir de otele dönerken gördügümüz "cankurtaran" köpegin eitimine rastladik. Köpegin egitmenin suya attigi topu en kestirme yoldan kosup, pat diye suya atlayip kurtarmasini hayretle izledik. Cok tatli ve akilliydi köpek :)

Aksam bi önceki gün yer ayirttigimiz sik restorana gittik. Burasi Tremezzo köyünün tepeleri. Ayni sirada 2 tane daha güzelce restoran var. En ön masada yer ayirmasalar da ortam cok güzeldi. Bol bol diger masalara gelenleri seyrettik. 7 kisilik masa, 5 kisi olarak geldi ama hic istiflerini bozmadi amcalar. Gelisiyle agzimizin acik kaldigi anne baba ve yanlarinda yeni nisanlisiyla(bizce) cocuklari. Anne dimdik, upuzun ve incecik, kesin yoga yapiyo dedik. Baba filinta, parlak gülüslü, karisini öpüp durdu. 2. sise sarabi da geri yolladi begenmeyip. Bizi oturtmadiklari 2 kisilik en iyi masa bütün gece bos kaldi, gelmediler:) Zeytin agacinin altina kurulan, yuvarlak masaya hint bir aile geldi. 



Antin kuntin baslangiclar söyledik. Firat bira ki cok begendi, ben beyaz sarap. Tepeden Lenno manzarasi. Sef garson ve sahibi gelip bize anlatti yemekleri, gururla " from my garden..." deyisini evirip cevirip soyledik sonra. En sonunda bazi masalara limencello teklif edip bize etmeyince biraz bozulduk:) 
Al Veluu Ristorente
Son günümüz yagmurlu. Odanin ve manzaranin tadini cikariyoruz. Gelip gecen vapurlari, kayiklari seyrediyorum. Bugünün en büyük motivasyonu market alisverisi. Maskeleri takip daliyoruz. Zeytinyagi, bol sebze, konserve, peynir ve saraplari yüklendik. George Clooney abimizin yedigi Vanini Osvaldo zeytinyagini da aldik. Simdi sira Mussolini ve metresinin Isvicre'ye kacmadan önce öldürüldügü villayi görmek. Meger önünden gecmisiz arabayla önceki gün. Hitler de 2 gün sonra intihar edecek.
Mussolini'nin kaldigi villanin kapisi
Mussolini burda bitti!

Aradigimiz pizzacinin adresinde yeller esince, ilk gün kesiflerinden bir trattoyaya gidiyoruz ögle yemegine. Icerde uzun ince bir masada yan yana oturtuyo bizi abla. Once sevimli davraniyor ama gittikce asabi hatta kaba davrandi diyebilirim. Firat, primi piatti olarak pasta aglio oliosunu yerken tek kelime ve el hareketiyle, "carbonara" siparisi verince kadin afalliyor. Hersey o kadar tuzsuz ki ve hic bir masada tuz yok ki...Ezile büzüle salt and pepper deyince sadece pepper geliyo ve biz tuz isteyemiyoruz. Kadin devamli diger masadaki ciftle sohbette, bizle ilgilenmiyor bile. Ikinci sepet ekmek de gec ve bayat geliyor. Nihayetinde sadece biz kaliyoruz icerde ve 5 dakka sonra kapaniyor uyarisi veriyor bize. Yalniz en cok güldügümüz yer de burasi oluyor. Hem halimize hem kadinin hareketlerine hem de diger oturup susmayan cifte...Bir de sirf tuvalete gitmek isteyen bir kadin girdi iceri o da ayri komik!

Trattoria Rana( kurbaga demek) 

Kahvemizi Menaggio'da icip deligibi yagmur esliginde yola koyulduk. Menaggio nispeten daha büyükce bir köy, daha önce gelmistik, hatirlamis olduk tekrar. Ben Lenno gibi daha ufak ve yakin tepelerinde restoran olan köyleri seviyorum.